• Silahlı çatışmalara doğrudan katılmayan sivil halk uluslararası kanunlarla koruma altına alınmışlardır ve kasten veya doğrudan hedef alınmamalıdırlar. Açıkça katılımcı olarak nitelenebilmesi için sadece yemek ve sığınak sağlamanın çok daha ötesinde şeylerin olması gerekir.

• Yalnızca çatışmalara direkt olarak katılan siviller korumalarını kaybeder ve yasal hedef haline gelirler.

• Birinin savaşçı olup olmadığından emin değilsen, her ne kadar zor da olsa, savaşçı olmadığı yönünde hareket etmelisin.

Hukukçular ve Cenevre Anlaşmaları gereğince, sivillerin silahlı çatışmalara fiilen katılımları kanıtlanabildiği sürece korumalarını kaybederler... Modern savaş giderek daha fazla endüstrileştiğinden, tankerler, uçaklar, gemiler ve silah sistemleri üretmek için ordu organize sivil işgücüne yakınlaştı... Çalışma günü içerisinde bir taraf için savaşan kişi bir savaşçı mı, bir sivil yoksa her ikisi midir? Sadece askeri vazifesini yaparken mi yasal hedeftirler, yoksa ertesi gün tarlalarını kazarken veya çocuklarını yıkarken de onları vurabilir misin? Cenevre Antlaşmaları 1nci Ek Protokolün 50nci maddesi [bu tartışmaların] hepsinin yapılacağını ta 1977lerde öngörüp, ısrarla şunu belirtmiş: "Birinin sivil olup olmadığına emin olunmadığı sürece o kişi sivil kabul edilmeli" ve "sivil halkın içerisindeki sivil tanımına girmeyen kişilerin varlığı, o halkın sivil tanımını elinden almaz".

Hugo Slim, Killing Civilians: Method, Madness and Morality in War, (Hurst, London, 2007), s190,194.